Haydi ormanda pikniğe!
Ormandaki hayvanlar çok acıkmış!
Etraflarında o kadar çok meyve ve sebze var ki bir türlü ne yiyeceklerine karar veremiyorlar.
Onlar ne yiyeceklerini düşünürken çocuklar da meyve ve sebzeleri daha yakından tanıyabilecekler.
Bu serideki her bir kitapta, sayfaların altındaki turuncu bantlarda sorular var.
Anne babalar çocuklarına bu soruları sorarak onlarla bir oyun oynar gibi kitabı okuyabilirler.
Özellikle büyük şehirlerde çocuklar doğadan uzak bir şekilde büyüdükleri için, çoğunlukla meyve ve sebzelerin nasıl yetiştiği konusunda yeterince bilgi sahibi olamayabiliyorlar.
Ne Yiyelim?'de hem meyve sebzeleri hem de şekilleri ve bazı kavramları anlatmak amaçlanmıştır.
Ormanda Oyun Dizisi 4. kitap
Ormanda Oyun serisinin doğuş hikayesi:
Aytül Akal
Ormanda Oyun Serisi (2015)
…..Ne Oynayalım
…..Ne Boyayalım
…..Ne Anlatalım
…..Ne Yiyelim
Torunum Alya iki yaşına geldiğinde, 52 masal kitabımla oyun oynuyorduk. Kapağı gösteriyordum, masalın adını bilirse kitabı o kazanıyordu, bilemezse bana kalıyordu. Bende biriken üçbeş masalda bile gözü kalıyor, “Onları bir daha soracaksın değil mi babaanne,” deyip, ikinci turda onları da bilince 52 kitabın tamamını alıyordu. Masallarla oyun oynuyorduk ama okumaya kalkıştığımda, ikinci, üçüncü sayfadan öteye geçemiyorduk; dikkati çabuk dağılıyor, başka şeylerle ilgilenmeye başlıyordu. Haklıydı. O masalların tamamını baştan sonra dinleme yaşı üç idi, yani daha bir yılımız vardı. Peki ama iki yaşında ona ne okuyabilirdim?
Tek mesaja odaklanan, dahası ders vermeye odaklı tekdüze kitaplardan ikimiz de sıkılıyorduk. Okurunun algısını coşturacak, ilgisini sürekli canlı tutacak, çoklu anlam taşıyan, yıllar sonra bir okurumun “oyun desen oyun var, minik minik sevimli hayvanlar var, üstelik kitap çocukları da oyuna dahil ediyor” sözleriyle tarif edilebilecek capcanlı bir kitap yazsam diye düşündüm.
İlham kıvılcımı parlamayagörsün, öykü aklımda şekillenmeye başlamıştı bile. Tek kitap düşünmüştüm ama yazmaya başlayınca bir türlü bitmedi; bir derken iki oldu, iki derken üç oldu. Sonunda dört kitapta bitti. Ardından çizimlerini beklemeye başladık. Birinci bitti, ikiye geçtik, iki bitti üçe geçtik. Aylar derken yıllar akıp geçti tabii bu arada… Çok boyutlu kitaplar olduğu için tasarımı da epey zaman aldı. Kitaplarda 12 hayvan karakter vardı, konuşmalarının birbirine karışmaması için her biri için farklı renklendirme yapıldı ama bu kez de birinin rengi ötekine karışmasın diye çok dikkat edilmesi gerekti. Okuru ve okuyanı interaktif paylaşıma katmak üzere yazdığım soru cümleleri için de farklı bir yerleştirme gerekiyordu tabii.
Sonunda ilk ikisi Mayısta, son ikisi Ağustosta, yani dört kitap birden aynı yıl içinde basıldı.
Evet ama benim torunun iki yaşına yetiştiremedik tabii! Alya o arada dört yaşını bitirmiş, artık masalları dinlemeye geçmişti bile.